9 Mayıs 2010 Pazar

küresel ısınma nedir

1. Küresel ısınmacılar adından da anlaşılacağı üzere dünyanın
ısındığını iddia ediyorlar.
2. Küresel ısınmaya havaya yayılan karbodioksit gazının yarattığı sera
etkisinin neden olduğunu iddia ediyorlar.
3. Karbondioksit gazının atmosterde artmasının nedeninin ise sanayi
devrimi neticesinde insanların daha fazla fosil yakıt tüketmesi,
ormanların yok edilmesi ve kentleşmenin artması olduğunu iddia
ediyorlar.
4. Küresel ısınmanın ise insanların karbondioksit kullanımının
azaltılması ve trilyonlarca dolar harcanması neticesinde
durdurulacağını iddia ediyorlar.

Birincisi dünyanın ısındığını söyleyebilmek için belli bir başlangıç
noktasını referans almak lazım. Mesela 1998 yılından 2006 yılına kadar
dünya soğumuştur. 2007-2009 arasında da soğumuştur. Kafanıza göre iki
tane nokta seçerseniz istediğiniz sonucu çıkarabilirsiniz. Küresel
ısınmacılar 1900 yılından 2000 yılına kadar dünya sıcaklığının 0.74
derece civarında yükseldiğini hesaplıyorlar. 100 yılda dünya 0.74
derece ısınmış. Peki bu 4,540,000,000 yaşında olan dünya için çok kısa
bir süre değil mi? Mesela 100 yıllık verilere değil de 3000 yıllik
veya 420,000 yıllık verilere bakarsak dünyanın gerçekten ısınıp
ısınmadığına daha doğru karar veremez miyiz? (Yandaki 130 yillik
grafige bakarsaniz dunyanin sicakliginin 1880-1970 arasinda gecen 90
yilda asagi yukari sabit kaldigini da gorursunuz, insanlar bu donemde
veya bundan onceki donemde hic mi karbon uretmiyordu yahu?)


Yan tarafa dünyanın 3000 yıllık ve asagiya 420,000 yıllık sıcaklığının
grafiğini koyuyorum (bkz. Küresel ısınma karikatürleri). Göreceksiniz
ki bahsedilen 0,74 derecelik ısınma devede kulak kalıyor. Bundan 2500
sene önce dünya kısa bir sürede kendi kendine 3 derecenin üzerinde
ısınmış, sonra da soğumuş. 2500 sene önce sanayi devrimi de yoktu,
benzin içen BMC kamyomları da. 420,000 yıllık grafiğe bakarsanız
dünyanın periyodik olarak ısınıp sonrasında soğudunu görürsünüz. Demek
ki sadece 30-40 yıllık verilere bakarak dünyanın ısındığını
söyleyemeyiz, dünyanın genel trendi soğumadır ve bizleri bekleyen asıl
tehlike küresel soğuma ve bunun neticesinde buzul çağıdır.


Ikinci olarak kullandıkları iddia ise küresel ısınmaya karbondioksit
gazının yarattığı sera etkisinin neden olduğudur. Yukariya havadaki
karbondioksit miktarı ile dünyanın sıcaklığının grafiğini koyuyorum.
Benim grafikten gördüğüm sıcaklık ve karbondioksit miktarı arasında
ciddi bir korrelasyon olduğudur ve karbondioksit miktarının ise
sıcaklıktaki düşüşlerden sonra düştüğünü, sıcaklıktaki yükselişlerden
sonra ise yükseldiğidir. Çoğumuz biliyoruz ki korrelasyon nedensellik
değildir. Bir ara Trabzonspor'un ligdeki performansı ile Türk
ekonomisinin performansı arasında da önemli bir korrelasyon vardı ama
bu Trabzonspor'un iyi performans göstermesi Türk ekonomisinin daha
hızlı büyümesini sağlar anlamına gelmiyordu. Bu tür nedensellik
sorularına cevap vermek için kullanılan bir yöntem var: Granger
causality ya da Granger nedenselliği dediğimiz bu yöntemin sahibinin
Nobel ödülü aldığını hatırlatarak bu konuda yapılmış çalışmaların
sonuçlarına baktık. Şu verdiğim linkteki çalışmaya bakarsanız küresel
sıcaklık ile karbodioksit miktarı arasındaki Granger nedenselliği
çalışmalarının sonuçsuz kaldığı belirtiliyor. Yani şimdiye kadar
sıcaklık ve karbondiaksit bir arada hareket ediyor ama bunlar arasında
bir nedensellik bağlantısı kurulamamış daha.

Benim bu konudaki görüşüm şu: grafikten havadaki karbodioksit
miktarının tarihsel seviyesinin %30 yukarısına çıktığını görüyoruz.
Bunun sebebi muhtemelen de insanların faaliyetleridir. Ancak
karbondioksit miktarının %30 artması dünyanın sıcaklığını da %30
arttırır gibi bir sonuç çıkarabilmemizi sağlayacak bir bilimsel ispat
ortada yoktur. Kaldı ki küresel sıcaklığı sera etkisinin yarattığı
söyleniyor. Sera etkisini yaratan asıl faktör ise karbondioksit değil,
su buharı. Sera etkisinin %70'i su buharından, %15'i karbondioksitten
kaynaklanıyor. İş bununla da bitmiyor ama. Karbondioksiti sadece ve
sadece insanlar da üretmiyor. Dünyada üretilen karbondioksitin sadece
%2'si insanlar tarafından üretiliyormuş, çoğunluğu okyanuslar
tarafından çevreye salınıyormuş. Eee, su buharını okyauslar üretiyor,
karbondioksiti okyanuslar üretiyor, biz niye ürettiğimiz cüz-i
miktardaki karbondioksiti %10-20 azaltmak için kastırıyoruz?

Meselenin özüne gelelim. Çevreciler havadaki karbondioksit miktarının
dünyanın ısınmasına ne kadar katkı yaptığını kanıtlayamadığı sürece bu
konuda maliyeti trilyonlarca doları geçecek projelere girmek ekonomik
olarak mantıklı değil. Yarın birgün trilyonlar gittikten sonra "ya
kusura bakmayın, havaların ısınmasına karbondioksit değil, x sebep
oluyormuş; karbondioksit miktarının arttığı 1940-1975 döneminde dünya
sıcaklığının düşmesinden bunu anlamamız lazımdı ama atlamışız işte"
derlerse ne yapacaksınız? Unutmayın ki dünyadaki en zeki insanlar
ağaçları kucaklayan iklimbilimciler değil, finansta çalışan 100
trilyon dolara yaklaşan miktarlara yön veren dahilerdir. Onların da
küresel finansal krizde nasıl çuvalladıklarını hepimiz görmedik mi?
Korkarım ki iklimbilimciler de benzer bir sona doğru bizleri
götürüyor. Neticede onların kaybedeceği bir şey yok, aynı bizi küresel
krize götüren finansçılar gibi sonuç ne olursa olsun, kendileri
kazançlı çıkacak, faturayı yine gariban vatandaş ödeyecektir.

Kaldı ki Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerin
sanayileşmesi sonucu 200 yılda kirlettikleri atmosferi temizleme
bedelini ödemesini talep etmek de bayağı bir yüzsüzlük olmuyor mu?
Çevreyi Amerika ve Avrupa kurtarsın, biz işimize bakalım. Havadaki 1
milyon parça içerisindeki 10 parça karbodioksiti ortadan kaldıracağız
diye Türkiye'nin senede $40-50 milyar doları çevreye saçma lüksü
yoktur. Çevreciler önce biraz matematik ve ekonomi öğrensinler, ondan
sonra gelsinler konuşalım.

0 yorum:

Yorum Gönder

kpss, kpds, ssk sorgulama, tarım bağkuru, kpss tercihleri
Küfür/spam/işime gelmeyen yorumları silerim :)

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | JCpenney Printable Coupons